16 Mart 2008

Muro Ölecek mi ?


Çeto Şaşkın !

Son Bolumde İlk Olarak Orgut Baskanı Muro'ya Yalcın Bulut'u Oldurmesını Emretti.Hemen Ardından İse Ceto'yu Cagırarak Muro'yu Operasyonda Oldurmesını Soyledı.Yani Orgut Baskani 1 Tasla 2 Kus Vurmayı Planlıyor.

Bilirsiniz Ceto'nun Biraz Cenesi Dusuktur.Bizim Tahminimiz Gıdıp Muro'ya Anlatacak "Baskan Sizi Oldurmemi Emrediyor" diye.Muro'da Bunun Uzerine Kendisi'ni Satan Orgutu O da Satacak.Yani Muro İyiler Safı'na Gecıcek.

Ama Akıbetı Ne Olur ? Orasını İlerleyen Bolumlerde Gorucegız.

Editor
B2L

En derin devlet sonunda konustu


Gerçek Kırmızı Kitap’ın yazarları yani. Varlığını bile çok az kişinin bildiği o derin anayasasının mimarları. Kurtlar Vadisi Pusu’da bu hafta Polat Alemdar’ı işte o derin devlete hizmet etmeye, aslında derin devletin de içindeki o çelik çekirdeğe girmeye çağırdılar. Asıl karar vericilerle tanıştı Polat. Bakın gölgelerin arasından konuşan sesler, kendilerini nasıl tanıttılar: “Biz ışığımızı Mete Han’la yakanız. Alparslan’la, Selahaddin Eyyubi’yle yakanız. Osman Bey’le yakanız. Fatih çağ açarken, elindeki meşalede biz vardık. Işığımız sönmeye yüz tuttuğunda, köhneleşen devletin kendisini yenilemesi için devreye girdik. 93 Harbi’nden sonra dost-düşman herkes anladı ki Osmanlı son günlerini yaşamakta. Bizim öncelikli çabamız Anadolu’yu yani dünyanın kalbini korumak ve kendi sırrımızı saklamak için zaman kazanmaktı.

‘Bedelini ödedik’

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Osmanlı yapısıyla yola devam etmek imkansızlaşınca, bizler Mustafa Kemal’i görevlendirdik. Onu Anadolu’ya yolladık ve direnişi başlattık. Anadolu kurtarıldı. Ama onun mührü olan İstanbul’u da düşmana bırakmamak için Musul ve Kerkük’ten vazgeçmiş gibi göründük. Bu milletin hiç değilse bir süre nefes almasını sağlamak için, hakkaniyet içirmeyen, ötekiler yaratan sistemlere karşı durmadık. Onlara bizden size zarar gelmez, biz sizin gibi olmak istiyoruz mesajını verdik. Fatih Sultan Mehmet’i zehirleyenler, Mustafa Kemal’in ölümünü hızlandırdılar. Onun ölümünden sonra patlak veren İkinci Dünya Savaşı ve akabinde gelişen komünizm tehlikesi, topraklarımızı bir kez daha tehdit etti. Bize iki seçenek sunuldu. Ya komünist olacaksınız ya da Gladiocu. Biz ikisini de reddettik. Bunun bedelini de binlerce gencimizi ve yıllarımızı kaybederek ödedik. Ve ödemeye devam ediyoruz. Topraklarımızda türlü oyunlar oynanırken biz Ali Candanlar (Polat’ın asıl adı) yetiştirecek bir iklimi sağlamaya çalıştık. Kıbrıs bizim için dönüm noktası oldu. Sonra Azerbaycan. Daha sonra Bosna, Çeçenistan... Adriyatik’ten Çin Seddi’ne, Kızıl Deniz’den Sibirya’ya o kudretli günlerimize dönecek ruhu yetiştirmeye çalıştık. 93 Harbi’ni veya Birinci Dünya Savaşı’nı kazanmak bizim elimizde değildi. Ama hiç değilse devlete 40 yıl için nefes aldıran bizdik.

‘Sırrımızı çözemediler’

Yıldırım Bayezit’le, Timurlenk’in savaşı hazindir. Belki biz Yıldırım’ı, Timur’dan koruyamadık. Ama ondan sonra gelen kaos içinde geçen başsız, padişahsız 11 yılda bir dünya imparatorluğunun temellerini attık. Dünyanın bütün istihbarat servisleri, en azından bir asırdır bizim varlığımızı biliyor. Ama henüz sırrımızı çözmeye yaklaşabilmiş değiller.”

İddiaya var mısınız?

Kurtlar Vadisi’nde bu hafta, yeni bir dönemin kapısı aralandı. Büyük İskender, Memati’nin alnına silahını dayadı. Çeto, Başkan’ı Muro’yu arkasından kurşunlamak için göreve yollandı. Acaba ikisinden hangisi hayatta kalabilecek? Acaba bu en derin devlet, Polat’a hangi görevi verecek. Bunların cevaplarını bilmiyorum. Ama sezon başından beri her hafta yükselen bir reyting grafiği yakalayan Kurtlar Vadisi Pusu, önümüzdeki haftalarda reytinglerini iyice artıracak. İnanmayan varsa hemen iddiaya girmeye davet ediyorum. Var mısınız bikinisine?..




***

KAYNAK:VATAN
MEHMET GÜLER
B2L

Memati'yi öldürmeyin


Kurtlar Vadisi fanatikleri isyan etti. Fanatikler, 'Memati'yi öldürmeyin!' diyor.

Kurtlar Vadisi'nin önceki akşam yayınlanan 30. bölümüne İskender Büyük'ün Memati'yi ele geçirerek kafasına silah dayaması damgasını vurdu.

Kurtlar Vadisi Pusu'da Polat Alemdar'ın ihtiyarlar heyetinin teklifini kabul edip ateşi yakmasının ardından Büyük İskender, Memati'yi kaçırdı.

Polat'ı arayarak Memati'nin elinde olduğunu söyleyen Büyük İskender, Polat'tan Kırmızı Kitap'ta yazanları istedi. Ancak Polat Alemdar, Memati'ye hakkını helal ettiğini söyleyerek onunla vedalaştı.

Bu vedalaşmanın ardından Hakan'ın Memati'nin kafasına silah dayamasıyla nefesle tutuldu. Şimdi akıllarda tek bir soru var: Memati yaşayacak mı?

Dizinin final sahnesiyle birlikte internet forumları da kaynamaya başladı. Memati fanatiklerinin akınına uğrayan forumlarda Mematinin ölmemesi gerektiği yazıldı.

Dizinin Polat'tan sonra en popüler karakteri olan Memati'nin ölmesi durumunda dizinin reytinglerinin düşeceğini iddia eden forum yazarları senaristlere 'Memati'yi öldürmeyin' çağrısı yaptı.

Kurtlar Vadisi, onlarca ünlü karakter oyuncusunun peşi sıra öldürüldüğü bir dizi olarak tanınıyor.

Dizinin ilk sezonunda 'Çakır' karakterinin ölümü geniş yankı bulmuş, tarihte ilk kez dizide rol icabı ölen bir karakter için gazetelerde taziye ilanları verilmiş pek çok kentte gıyabında cenaze namazı kılınmıştı.

Bugun
B2L

Sempatik PKK'liyi kurtarma plani


Sempatik PKK'lıyı kurtarma planı

Kurtlar Vadisi Pusu'nun yeni starı seyirci baskısıyla kabuk değiştiriyor

“Kurtlar Vadisi Pusu”da terör örgütü üyesi bir karakteri canlandırmasına rağmen büyük sempati toplayan "Muro" seyirciden gelen yoğun talep üzerine örgütle bağını kesecek.

Milliyet Gazetesi yazarı Ali Eyuboğlu'nun haberine göre “Terör örgütü mensuplarını bu kadar sempatik göstermeyin” tepkileri de alan Pana Film sonunda bir çıkış yolu buldu ve Muro’ya terör örgütünün çirkin yüzünü gösterip onu doğru yola döndürecekler...

Pana film dizide sempatik terörist isteyenlerin baskısından da şöyle kurtulacaklar:

Muro’ya terör örgütünün çirkin yüzünü gösterip onu doğru yola döndürecekler...

İçindeki “insan sevgisi” ile “örgüt” arasında bir tercih yapacak. “Başkan”ı onu öldürmesi için sağ kolu “Çeto”yu görevlendirince de “Muro”nun “devrimci devreleri” atacak. Örgüt onu, o örgütü satacak.

Artık “itirafçı” mı olur, yoksa devletin yeni ajanı mı bilemem?

Ama öğrendiğim o ki, “Muro” eninde sonunda “insanlık”la “örgüt” arasındaki tercihini “insanlık”tan yana kullanacak...

KAYNAK:VATAN
B2L

Vadiyi kaldiracak Atatürk düsmani mi?


BU hafta Amerika'da da Türkiye'de de konu Kurtlar Vadisi'ydi. Önce Kurtlar Vadisi filmi yapımcısının dedikoduları çıktı, Hillary Clinton'a parasal destekte bulunuyor diye, düşünün bir kere bundan kötüsü(!) olur mu; Amerikalı subaya çuval geçiren filmin yapımcısı ABD seçimlerinde rol oynayacak... Ardından ABD'nin İnsan Hakları Raporu yayınlandı, raporda Kurtlar Vadisi'nden yakınma vardı, "Türkleri milliyetçi yapıyor" diye... Ve bu hafta olan oldu... Polat, yeni Fatih, yeni Atatürk gibi görevlendirildi; artık ne evlenebilecek, ne de çocuğu olacak, onun işi ülkeyi kurtarmak... Bu arada Musul ve Kerkük'teki uykuya yatırılmış amaçlarımız ortaya çıktı(!) Kıbrıs konusu daha da pekişti; Anadolu'nun Kızıl Elma olduğu açıklandı... Kurtlar Vadisi bundan böyle gerçekten de tehlikede, düşmanları arasında kimler yok ki; Amerika, PKK, uyuşturucu mafyası, şimdi de Atatürk düşmanları... Demek ki, Kurtlar Vadisi'ne savaş açanlar arasında Atatürk düşmanları da olacak, Vadi yeniden yasaklanırsa yasaklayanların kimliğine bakacağız, hedef Atatürk mü diye...

TUNA SERİM
TERCÜMAN
B2L

Devletde Kurtlar Vadisi


Kurtlar Vadisi, devletin resmi yazışmalarına da girdiği ortaya çıktı. MİT adına, Alaattin Çakıcı için savcılığa gönderilen yazıda, olaya adı karışan MİT'çi Kozinoğlu'nun, "Kurtlar Vadisi dizisiyle bağlantılı ve devletin önemli şahsiyetlerine yönelik suikast ihbarını" soruşturduğu belirtildiYeraltı dünyasının "puslu olaylarım" anlatan "Kurtlar Vadisi", yayınlandığı ilk günden itibaren Türk halkının yoğun ilgisini çekti, reyting rekorları kırdı. Her ne kadar, "karakterler ve olaylar hayal ürünüdür" uyarısıyla başlasa da, dizinin gerçek hayattan uyarlandığı söylendi durdu. Örneğin, "Çakır" Alaattin Çakıcı'ydı. "Cerrahpaşalı Kardeşler" de Nuri ve Vedat Ergin... Çakıcı ile Nuri-Vedat Ergin kardeşler arasındaki sürtüşme, Kurtlar Vadisi'nin her yeni bölümüyle ısındı. Tarafları karşı karşıya getiren süreç dizideki kareketlerle ilgili huzurlukla baş gösterdi. Ergin kardeşler, dizide uyuşturucu satışı yapan, adam öldüren, eli kanlı Cerrahpaşalı Kardeşler olarak tanımlanmaktan rahatsız oldular.Racona aykırıİddiaya göre, bir başka tepki de Çakıcı'dan geldi. Dizide Çakır karekteriyle özdeşleştirilen Alaattin Çakıcı, kahramanın bir bölümde Kurtlar Konseyi'nin kararıyla tombalacının elini öpmesinden hoşlanmadı. Yaptığı açıklamada söz konusu dizinin gençleri olumsuz etkilediğini ve gerçek hayatta kimsenin elini öpmediğini söyledi. Çünkü 'el öpme' racona aykırı bir durumdu.Bir başka bölümde Çakır'ın, Cerrahpaşalı Kardeşler'den birini iple boğarak öldürmesi ortamı iyice gerdi. Ergin kardeşler avukatları aracılığıyla yaptıkları açıklamada, dizinin yönetmeni Osman Sınav ile görüştüklerini belirtti. Bu görüşmenin ardından, Oktay Kaynarca'nın canlandırdığı Çakır, kurşunlara hedef olarak öldü.Ergin kardeşler, bu "ani ölümün" kendi istekleri doğrultusunda gerçekleştiğini açıkladı. Hal böyle olunca, Çakır'ın "temsil ettiği" Alaattin Çakıcı da harekete geçti. Böylece, diziyi resmen MİT raporlarına geçiren olaylar zinciri başladı. Cumhurbaşkanlığı'na 12 Mart 2004'te gönderilen imzasız bir ihbar mektubunda Ergin kardeşlerin devletin üst düzey bir yetkilisine suikast düzenleyeceği iddia ediliyordu. Cumhurbaşkanlığı, mektubu MİT'e gönderdi.Çakıcı mektubuMİT de soruşturma başlattı. En sonunda mektubu, Çakıcı'nın gönderdiği ortaya çıktı. Bunun üzerine Ergin Kardeşler, adlarını kullanarak sahte mektup yazdığı iddiasıyla Çakıcı hakkında iftira iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Dosya yetkisizlik kararıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.Dizideki Çakır'ın öldürülmesinin karşı hamlesi gibi görülen bu olay ise, Çakıcı'nın Yargıtay nezdindeki karar erteletme girişimleri ve hemen sonrasındaki firarıyla çakışınca boyut değiştirdi. Böylece Kurtlar Vadisi, resmi kayıtlara geçti. MİT Müsteşarlığı Hukuk Müşaviri Başyardımcısı Kemal Yardımsever, Çakıcı'nın firarına adı karışan MİT Dış İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu'yla ilgili olarak 15 Haziran 2004 tarihinde İstanbul DGM'ye bir yazı gönderdi.Diziyle bağlantılıYazıda şöyle deniyordu: "Kurtlar Vadisi adlı televizyon dizisi ile bağlantılı ve devletin önemli şahsiyetlerine yönelik olarak 12 Mart 2004 tarihinde bir makama yapılan ve teşkilatımıza intikal ettirilen suikast ihbarı üzerine, konunun tahkiki için Kaşif Kozinoğlu görevlendirilmiş olup, ilgi yazıda belirtilen görüşmeler söz konusu tahkikata ilişkin olarak gerçekleştirilmiştir. Birkaç gün içinde sonuçlandırılan tahkikat neticesinde, söz konusu ihbarı yapan şahsın Alattin Çakıcı olduğuna dair bilgi ve değerlendirme ilgili makama sunulmuştur. Kozinoğlu teşkilatımız emrinde görev yapmaktadır. 2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 29'uncu maddesi; 'Görevin gizliliği ve devletin çıkarlarının zorunlu kıldığı hallerde MİT mensuplarının tanık olarak dinlenebilmesi, MİT Müsteşarı'nın iznine bağlıdır' hükmünü içerir. Savcılık talebi, anılan madde hükmü kapsamı içerisinde değerlendirilmektedir."Suikast ihbarıAlaattin Çakıcı'nın cezasının onaylanmaması için müteahhit Hakkı Süha Şen'le birlikte Yargıtay'la bağlantı kurmaya çalışmakla suçlanan Kozinoğlu da, 16 Haziran 2004'te İstanbul DGM'ye giderek ifade verdi. Konuyla ilgili araştırma yapmak amacıyla Çakıcı'ya yakın olan Hakkı Süha Şen ile irtibat kurduğunu anlatan Kozinoğlu, şunları anlattı:Bilgi istedim"Üst düzey bir makama suikast yapılacağına dair imzasız bir mektubun o makama gelmesi üzerine bu konunun araştırılması görevi bana verildi. Hakkı Süha Şen'i uzun yıllardır tanırım. Alattin Çakıcı ile tanıştığını da öğrendim. İhbar mektubu ile ilgili olarak Çakıcı'da bilgi olduğunu düşünerek araştırma başlattım. Ancak Çakıcı ile doğrudan bağlantı kurmadım. Ayrıca Çakıcı'yı hayatımda hiç görmedim. Hakkı Süha Şen ile yaptığım telefon görüşmelerinin amacı Çakıcı'dan bilgi alıp bana getirmesidir. Bu bilgi tamamen suikastle ilgili ihbar mektubunun aydınlatılmasına yöneliktir."

Vatan Gazetesi
B2L

Kurtlar Sofrasinda Miras Kavgasi


Osmanlı Devleti, II. Abdülhamid, Ortadoğu, Musul, Kerkük, petrol, emperyalizm, Teşkilat-ı Mahsusa, İngiliz hegemonyası gibi konulara meraklı sinemaseverler için belki ilginç gelebilecek bir film Miras. Belki diyoruz; çünkü film, yıllarca üstü örtülmeye çalışılan tarihî bir gerçeğin kapılarını sinemanın diliyle aralamaya çalışıyorFilmin başındaki sahneye hepimiz çok aşinayız aslında. Unutulması mümkün olmayan tarihî bir an cereyan ediyor. Osmanlı sarayında II. Abdülhamid Han'ın karşısındaki Yahudiler, Filistin'den toprak satın almak istiyor. Üstelik, emellerine ulaşırlarsa köşeye sıkıştırdıkları Osmanlı'nın tüm dış borçlarını ödeyip hazineyi de altınla dolduracaklarını söylüyorlar. Osmanlı padişahı oldukça mükedder. Karşısındakilere, yüzyıllardır bu toprakların zaten onların da vatanı olduğunu söyler. Ama onlar ısrarcı olunca tarihe geçecek şu ifadeler dökülür padişahın dudaklarından: "Kanla kazanılmış vatan toprağı, parayla değil; ancak kanla geri verilir."Sultan, o bölgedeki arazilerle birlikte Musul ve Kerkük'ün içinde bulunduğu toprakları İngilizlerin de işgalinden korumak adına ülkesinde oldukça nüfusa sahip Hintli Gururaj'a devreder ve ondan zamanı geldiğinde bu arazilerin Osmanlılara geri verilmesini ister. İngiliz petrol şirketi, arsaların Gururaj'a devrinin bir sahte satış olduğunu fark eder; ama Hindistan'daki İngiliz çıkarları yüzünden bir şey yapamaz. Hintli, toprakları elinde tutabilmek için 99 yıllığına İngiliz şirketle anlaşır, kendi hissesine düşen parayı da Türkiye'deki bir şirkete aktarır, şirket de bu parayı Teşkilat-ı Mahsusa'ya ulaştırır. 2008'de anlaşma sona erecektir. Hintli mirasçılar toprakların işletmesini ya 99 yıl daha uzatacak ya da gerçek sahiplerine geri verecektir. Ama bu karar, İngiliz haber alma teşkilatını da yakından ilgilendirmektedir. Türk istihbaratı Teşkilat-ı Mahsusa ile İngilizler arasında amansız bir mücadele başlayacaktır.Miras'ın basın bülteninde konu kısaca böyle; ama bültendeki bu zengin içeriği filmde yeterince göremiyoruz. Filmin aksiyon dozu oldukça fazla. Sahneler bir İngiltere'ye, bir Hindistan'a, bir Türkiye'ye gidip geliyor; ama her şeyin benzer mekânlarda dönüp dolaşması, bu gerçeği zedeliyor. Miras, çok can alıcı konulara temas ediyor. Musul ve Kerkük söz konusuysa ve filmin adı da 'Miras' ise bu, insanda daha başlangıçta bir ilgi ve heyecan uyandırmaya yetip artıyor. Bu adı ve misyonu taşıyan bir filmden daha fazlasını bekliyor insan ister istemez.Aydın Sayman ile Tarkan Özel'in yönettiği, Gökhan Mumcu, Shweta Aggarwal, Suniel Shetty ve Levent Özdilek'in oynadığı Miras, bir gerçeği, hem de çok önemli bir gerçeği gündeme taşıyarak bir misyonu eda etmiş oluyor; fakat kendini konumlandırdığı yerde bir sorun yaşıyor. Bir tarih filmi mi, aksiyon mu, macera mı? Buna tam olarak karar verilememiş sanki. Ya da bunların hepsi bir arada verilmek istenmiş... Teknik kusurlar, oyuncuların rollerine oturup oturmaması ve diğer unsurlar bir yana belki de asıl, böyle bir konuyu filme çekme cesaretini önemsemek gerekiyor. Uzun yıllar bunun eksikliğini, ezikliğini yaşayıp durduk. Şimdi bu cesareti gösteren yapımcılar ortaya çıkmışsa, bir gün dört başı mamur filmler de yapılacaktır sanırız...

Fatih Selvi-Zaman
B2L

Memati Polat Seni Sattı


'Kurtlar Vadisi' izleyicileri şaşırtmaya devam ediyor. Polat'ın (Necati Şaşmaz) kader ortağı ve en büyük yardımcılarından olan Memati'nin (Gürkan Uygun) kaçırılması ve kafasına silah dayanmasıyla seyirci yeni bir şok yaşadı. Büyük İskender (Musa Uzunlar), Memati'yi kaçırdı. Polat'ı arayarak Memati'ye karşılık Kırmızı Kitap'ta yazılanları istedi. Ancak Polat, bunu kabul etmedi.
Dizi, Memati'nin kafasına silahın dayandığı sahnede bitti. Şimdi herkes Memati'nin ölüp, ölmeyeceğini merak ediyor. Dizinin sitesinde, izleyicilerden bu konuda yorum da istendi. Senaryonun gelen tepkiye göre şekilleneceği belirtiliyor. Bir senaryoya göre, İskender Memati'ye, 'Polat seni sattı, gel bizimle çalış' teklifinde bulunacak. Memati de bu teklifi kabul etmiş gözükecek...
B2L

Arşiv

Kurtlar Vadisi Gladio