8 Ekim 2008

Kurtlar Vadisi Pusu 42.Bölüm Özeti



KURTLAR VADiSi PUSU'DA BU SEZON HİÇBİR ŞEY KARANLIKTA KALMAYACAK!

Kafalarda pek çok soru bırakan nefes kesici bir finalle geçen sezonu kapatan Kurtlar Vadisi Pusu, ekranlara dönüyor.

İskender'in pususuna düşen ve büyük bir yangının ortasında kalan Polat, ekibi ve ailesinden kimler nasıl kurtulacak? Bu pusu kimlerin sonu olacak?

Polat Alemdar'ı nihayet ele geçiren İskender Büyük'ün hedefi ne?

Bu pusudan sonra dağılan ekibin ardından tek başına kalan Memati, ne yapacak?

Etrafları polis tarafından çevrilen Muro, Çeto ve Yıldırım'ın akibeti ne olacak?

Tüm bu soruların cevapları ve daha fazlası, nefesleri kesecek yeni sezonun ilk bölümüyle Kurtlar Vadisi Pusu'da olacak�
B2L

Vadi-Toto oynayalım mı?


Kurtlar Vadisi fanatiklerinin özlemi perşembe akşamı sona eriyor. Dizinin ilk bölümü, yaz boyunca kafaları meşgul eden bir çok sorunun da yanıt bulmasını sağlayacak. Geçen sezonun finalinde Polat Alemdar ve ailesinin bulunduğu ev, İskender Büyük'ün adamları tarafından ateşe verilmiş, kapıda bekleyen Güllü, Nevzat ve Pürmüz ise kurşunlara hedef olmuşlardı. Bu arada Deli Hikmet ile karısının da akıbeti meçhuldü. Aynı zamanda Muro ile beraber tuzağa düşüp, evde kısılan Memati'nin bu kapandan nasıl kurtulacağı da belli değildi. Dizinin yeni sezon tanıtımlarında ise bu kez Polat'ın, İskender'e esir düştüğünü görüyoruz. İskender, Polat'ı hafifçe tokatlıyor, karşılığında ise Polat'ın kafası suratında patlıyor ve yere yuvarlanıyor. Bakalım Polat ile İskender arasında "karşılıklı ev ziyaretine" dönüşen bu esir alıp-vermelerin sonu nereye varacak? Vadi tiryakileri ise şimdiden "Kim kalacak, kim gidecek?" diye aralarında toto oynamaya başladılar. Polat'ın adamları arasında Memati'nin kalması garanti görünüyor. Muro ve yanındaki gençler de kalacak. Zira henüz sinema filmleri vizyona girmedi!.. Bana göre Pürmüz ile Nevzat'ın durumu kritik... Güllü'yü ise "sürpriz" yazabilirsiniz. Abdülhey dizide "banko" kalır. Deli Hikmet ve karısı bana göre "plase" pozisyonuda. Vadi'nin çılgın atları son düzlükte... Haydi hayırlısı...
B2L

Bırak Abi O Rolleri



Kurtlar Vadisi'nde ki rolünden sonra Aşk-ı Memnu'da romantik bir erkeği oynayan Selçuk Yöntem, seyircilerden farklı tepkiler almaya başladığını söyledi. "Orada neler oluyor" programına takılan ünlü oyuncu Deli Yürek ve Kurtlar Vadisi’nde ki hayran kitlesinin farklı olduğunu söyleyerek " Daha önce 40 yaş gurubu ve ağırlıklı olarak erkeklerdi. Şimdi ise 20-30 yaş arası kadınlar hayran kitlemi oluşturuyor. Sokağın beğenisi çok farklı. ‘ Abi sana öyle romantik Adnan Bey’ler yakışmıyor. Bırak abi sen o rolleri, özüne dön. Kurtlar Vadisin’ de ki Aslan Bey ol’ diyorlar.
B2L

İyi oyuncu rolünden etkilenmez


Sorularımızı yanıtlayan Hüseyin Avni Danyal, kötü oyuncuların canlandırdıkları karakterlerden etkilenebileceğini belirterek, “Eğer her rol beni etkileseydi şu anda ruh ve sinir hastalıklarında tedavi olmam gerekirdi” dedi.




Hüseyin Avni Danyal, 1962 Trabzon doğumlu. 1985 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro-Oyunculuk Bölümü’nden mezun oldu. Çok sayıda tiyatro oyununda rol aldı. Sinema filmlerinde çeşitli karakterleri canlandırdı. Televizyon izleyicisi ise ona hiç yabancı değildi. 1982’de Dost Eller dizisi ile televizyona adım atan Danyal, 1993 yılında Ferhunde Hanımlar dizisiyle kendini gösterdi. Ardından bir çok dizide (Kurşun Yarası, Çemberimde Gül Oya, Aşka Sürgün vb.) çeşitli karakterleri canlandırdı.

Hüseyin Avni Danyal’ı televizyon ekranında en çok öne çıkartan rol ise Kurtlar Vadisi Pusu dizisindeki Yalçın Bulut karakteri oldu. Kendine has esprileri olan karakterin Memati ile diyalogları ise geçen sezon dizinin müdavimlerinin en çok dikkat ettiği sahneler oldu.

Kısa bir süre önce Tomris Giritlioğlu’nun yönettiği ‘Güz Sancısı’ filminde rol alan Hüseyin Avni Danyal’a tiyatrodan Kurtlar Vadisi’ne kadar çeşitli sorular yönelttik.

İşte sorularımız ve Danyal’ın yanıtları:

Türk tiyatrosunun şu an ki durumu ve geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz ? Sizce gereken önem ve destek veriliyor mu? Önerileriniz nelerdir?

Türk Tiyatrosu şu anda bence yeni bir yapılanmanın eşiğinde. Çünkü artık belli bir kuşak elini eteğini tiyatrodan çekmekte. Yeni tiyatrolar, yeni oyuncular, yeni bir sahneleme anlayışı söz konusu olmaya başladı. Bununla birlikte doğal olarak seyirci profili de değişti. Genellikle tiyatrocular için olumsuzluk ve rakip olarak görülen televizyon, tiyatroya fayda sağlamaya başladı. Dizilerde gördükleri oyuncuları sahnede canlı izleme isteği yeni bir seyirci kitlesi ortaya çıkardı. Bu da açıkçası tiyatro için yeni ve taze bir kan getirdi. Burada tek sorun yeni ve büyük prodüksiyonlar için mali kaynak bulma zorluğu. Maalesef televizyonlarda olduğu kadar tiyatroda sponsorluk söz konusu olamıyor. Onun için de doğal olarak küçük bütçeli ve az kişili oyunlara yöneliyorsunuz. Bu da sizin sınırlarınızı sıkıştırmaya yol açıyor. Örneğin şu anda hazırladığım projeye sponsor bulamadığımdan kendi şartlarımla gösteriyi gerçekleştiriyorum. Gönül ister ki büyük firmalar televizyon gibi tiyatroya da sponsor olup bu sanatı ayağa kaldırsınlar. Bu onların umurunda mıdır? Onu da bilemiyorum…..

Dizi ve film çalışmalarınızın yanı sıra tiyatroyu da ihmal etmediğinizi biliyoruz.
Yeni projeleriniz var mı tiyatro için?

Şu anda provaları süren Letafet adlı oyunumuzu 31 Ekim’de Muammer Karaca tiyatrosunda sergileyeceğiz. Oyunu Soner Olgun yazdı. Murat Karasu sahneye koyuyor. Zeynep Gülmez, Mert Yavuzcan, Galip Erdal ile birlikte oynuyorum.

Bir tiyatrocu olarak sahnedeki performansınız ile değil de bir dizi sayesinde toplumun bütün kesimleri tarafından tanınmış onlarca sanatçıdan birisiniz. Sizce buradaki yanlış nerede? İnsanların sizi tiyatrodaki performansınızla tanımasını mı isterdiniz?
Şimdi olaya şöyle bakmak lazım diye düşünüyorum. Bir oyunda gecede 300-500 seyirciye oynuyorsunuz.100 oyun oynarsanız 30.000 seyirci eder. Halbuki televizyonda bir gecede en az 25-30 milyon kişi izliyor. Mukayese yapmak çok zor. Tabii ki tiyatroda yaptığımız işlerle anılmak ve tanınmak isteriz. Ama başka bir açıdan bakarsak; televizyonda ya da sinemada da biz yine işimizi yapıyoruz. Başka meslek kollarındaki arkadaşlardan farkımız bu olsa gerek

Bir dizi, sinema veya tiyatro projesi teklif edildiğinde sizi en çok ne etkiler?

İlk olarak anlattığı hikaye ve benim o hikayeye olan katkım.

Dizi sektörünün yükselişi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ülkenin bu ekonomik şartları içinde en ucuz eğlence televizyon olduğu için bu dizi sektörünün asla azalmayacağını hatta giderek artacağını düşünüyorum.

Setlerde geçen uzun zaman dilimi sizi oyuncu olarak nasıl etkiliyor?

Bir oyuncunun sette yaptığı en iyi iş ‘oyunculuktan daha çok beklemektir’ diye düşünüyorum )

Oyunculuk anlamında sizi etkileyen aktör var mı? Yada sizi en çok nasıl bir karakteri oynamak oyunculuk adına mutlu eder ?



Tabii ki Türkiye’den ve yurt dışından çok beğenerek izlediğim ve örnek aldığım oyuncular var. İsimlerini uzun uzun saymayayım. Unuttuklarım bana gücenmesin diye. Düz çizgide gitmeyen bolca iniş çıkış gösteren karakterleri oynamak daha çok keyif veriyor.

Yıllardır süren oyunculuk hayatınıza rağmen son dönem sadece bir dizi sayesinde bu kadar anılmak sizi mutlu ediyor mu ?

Çok fazla izlenen bir dizide oynamanın sonuçları bunlar. Sadece bir dizi olarak görmüyorum. Bu kadar olmasa da daha önceki Hatırla Sevgili ve Aşka Sürgün dizilerinde de sokaktaki insanların ilgisine maruz kalıyordum.

Kurtlar Vadisi dizisinde çok keskin ve ne yaptığını bilen bir karakteri canlandırıyorsunuz, gerçek hayatta da böyle misiniz?

Ne yaptığını bilen olabilir ama o kadar sert ve keskin biri olduğumu düşünmüyorum. Belki de bu sorunun cevabını beni tanıyanlar vermeli

İzleyiciler dizideki karakteriniz Yalçın Bulut’un patronuna bu kadar sadık olmasını sorguluyor. Gerçekten patronu için ölecek insanlar var mı? Şu ana kadar Yalçın Bulut ile patronu arasında hiç para meselesi geçmedi. Yani senaryoya göre patronunuza para için bağlılık sergilemiyorsunuz. Karakterinizin bu bağlılığının sebebi nedir?

İnanmak ve yaşamını adamak. Var oluşunun nedeni bu Yalçın Bulut’un. İçinde bulunduğu dünyada güven duyacağı eski ve bir tek dost onun yaşamının şifresi. Böyle haberleri gazetelerde her gün okuyoruz. Başkalarının yerine hapishanelerde yatan yüzlerce insan var.

Şeytanın Pabucu filminde de rol alıyorsunuz. Kurtlar Vadisi’ndeki karakteriniz ile
filmdeki karakterinizi yan yana getiren izleyiciler çok mu şaşıracak?

Oldukça şaşıracaklarına eminim. Çünkü burada da tamamen hayatını insanları kazıklamak üzere kuran bir üçkağıtçıyı oynuyorum.

Güz Sancısı filminde yıllar sonra yönetmen koltuğuna oturan Tomris Giritlioğlu ile çalıştınız. Proje size geldiğinde neler düşündünüz? Giritlioğlu, yönetmen olarak yapımcılıkta olduğu kadar başarılı mı sizce ve rolünüz hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Sayın Tomris Giritlioğlu ile yapımcı /oyuncu olarak çalışmadan önce TRT de daha önceleri yönetmenliğini yaptığı birçok projeyi çok beğenerek izlemiştim. Daha sonra yan yana gelerek çok güzel işlere imza attık. Yönetmen olarak ilk kez Güz Sancısı’nda çalıştık. Öncelikle şunu söylemeliyim; yönetmenliği yapımcılığından daha yumuşak. Oyuncuyla ilişkisi çok iyi ve ortak bir dil yakaladığınızda her şey bir anda rahatlıyor. Yapımcı olarak sorumlulukları daha fazla olduğu için ve her şeyle bizzat meşgul olduğundan genellikle yönetmenliğinden biraz daha gergin olduğunu söyleyebilirim.

6-7 Eylül olayları uzun bir süredir benim de ilgimi çeken bir konuydu. Adnan Menderes rolü için araştırmalar yaparken de bu konu önüme gelmişti. Yakın tarihimizin hala aydınlatılamayan yönlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle hikaye ve rol benim için çok uygundu. Onun içinde kararımı çabuk verdim. Filmde canlandırdığım Kenan karakterine gelince; olayların nedenini ve alt yapısını hazırlayan devletin eli diyebiliriz.




Kurtlar Vadisi gibi dizilerin Türk toplumu üzerinde olumlu ve olumsuz etkilerinin olduğu sürekli yazılıp çiziliyor. Peki diziler oyuncular üzerinde herhangi bir etki bırakır mı?

Yaşamını ve kendini bir yere koyamamış kötü oyuncuları etkiler diye düşünüyorum. 25 yıldır sahnede yüzlerce rol oynadım. Bir sürü TV dizisinde farklı karakterleri canlandırdım. Eğer her bir rol beni etkileseydi sizce şu anda ruh ve sinir hastalıklarında tedavi olmam gerekmiyor muydu?

Toplumun dizilerdeki karakterleri gerçek hayatla karıştırmasını hangi nedenlere bağlıyorsunuz?

Tamamen cehalete bağlıyorum. Aynı dizinin içinde doğru yaşam adına başka cümlelerde kurulduğu halde diziden olumsuz olanı süzüp ‘özendim de vurdum’ demeyi aklım almıyor doğrusu.

Güncel gelişmeleri takip eder misiniz? Mesela, siyasette neler oluyor, ekonomide neler oluyor gibi...

Mümkün olduğu kadar takip etmeye çalışıyorum. İşimiz tiyatro olunca ülkenin ve dünyanın gelişmelerinden uzak kalamıyoruz.

Hayata bakış anlamında siz kendinizi nasıl tanımlarsınız?

İşimi çok seviyorum ve sahneye çıktıkça kendimi yenileyip büyütüyorum. Bu ülkede işini yapıyor olmak çok ayrıcalıklı ve özel bir şey diye düşünüyorum. Mutlu ve huzurlu olmak ve insanları mutlu etmek genel tanımım olabilir diye düşünüyorum. Ülkemin gerçeklerinden uzaklaşmadan hayata hep tiyatro olarak bakıyorum.

Teşekkür ederiz…
B2L

Memati tek başına kaldı



Nefes kesici bir finalle geçen sezonu kapatan Kurtlar Vadisi Pusu, 9 Ekim Perşembe akşamı ekranlara dönüyor.
İskender’in pususuna düşen ve büyük bir yangının ortasında kalan Polat, ekibi ve ailesinden kimler nasıl kurtulacak? Bu pusu kimlerin sonu olacak?

Polat Alemdar’ı nihayet ele geçiren İskender Büyük’ün hedefi ne?

Bu pusudan sonra dağılan ekibin ardından tek başına kalan Memati, ne yapacak?

Etrafları polis tarafından çevrilen Muro, Çeto ve Yıldırım’ın akıbeti ne olacak?

Tüm bu soruların cevapları ve daha fazlası, nefesleri kesecek yeni sezonun ilk bölümüyle Kurtlar Vadisi Pusu’da olacak…
B2L

Vadi'ye Amerika'da büyük ilgi.



Kurtlar Vadisi Pusu'da 'Halo Dayı' karakterini canlandıran usta oyuncu Sönmez Atasoy, Amerika'ya gittiğinde gördüğü ilgi karşısında şaşırdığını anlattı.
CNNTURK'te Cüneyt Özdemir'in programına kendisi gibi oyuncu olan kızı Fadik Sevin Atasoy ile birlikte konuk olan Sönmez Atasoy, Kurtlar Vadisi'nin yurtdışındaki etkilerini anlattı

Amerika'da kendisini gören Türkler'in yanı sıra Amerikalıların da fotoğraf çektirmek istediklerini anlatan Atasoy, bu duruma çok şaşırdığını söyledi. Cüneyt Özdemir'in "Siz şimdi Türkiye'nin en ünlü dizisinin en ünlü kahramanlarından bir tanesisiniz. Sokakta yürüyebiliyor musunuz?" sorusuna Atasoy, şu yanıtı verdi:

"Çok seviliyor. Garip bir duygu. Daha önce de 70'li yıllarda popüler olduğum işler olmuştu ama bu çok ayrı birşey. Ayrıca, sırf Türkiye'de değil, New York'ta, Manhattan'ın ortasında milletin gelip boynuna sarılması ve bunların içinde de Amerikalı'ların olması çok enterasan. Fadik ile bir gece sokaktaydık ve Amerikalılar gelip resim çektirdiler.''
Cüneyt Özdemir de Şili 'de yaşadığı Kurtlar Vadisi ile ilgili ilginç bir olayı şöyle aktardı:

"Şili'de Türkler pazartesi günü seat 3'te toplanıyor ve bilgisayarın başına geçiyorlar. 'Ne yapıyorsunuz?' dedim. İlk reklam arasına girmesini bekliyorlarmış Kurtlar Vadisi'nin. Youtube'a düşüyormuş ve hep beraber ordan izlemeye başlıyorlarmış. Bu onlar için sosyal bir olay haline dönüşmüş.''
B2L

Sahte Polat Facebookta Dolasiyor



Magazin yazarı Aykut Işıklar, Facebook'ta kendilerini ünlü gibi gösterip liseli kızları tuzağa düşürenlerin yaptıkları numarayı yazdı...

İşte Aykut Işıklar'ın kaleminden Facebook'ta liseli kızları bekleyen tuzaklar:

- Türkiye'de son verilere göre 3 milyon 464 bin 640 kişi Facebook kullanıyor.
Yani yaklaşık 3.5 milyon Türk vatandaşı yalnızlığını Facebook sayesinde dünya ile paylaşıyor. Kimi taa Japonya'daki arkadaşına yazıyor, kimi taa Güney Afrika'dan gelen mesajları okuyor. Bilim adamları bunu incelemeye başladı. Gerçekten Türk halkının Facebook denilen bu bilgisayar programına ilgisi neden çok fazla?

ABD, İngiltere ve Kanada'dan sonra dördüncü ülkeyiz. Toplam nüfusun yüzde beşi Facebook'ta dolaşıyor. Facebook'ta en çok itibarı, her konuda olduğu gibi ünlüler görüyor.

Bazılarının listesinde beş bin arkadaşı var. Hatta kontenjanı dolup, kapananlar var. Ne kadar üzücü bu ilgi görenlerin çoğunun Facebook'tan haberi bile yok. İsimlerini kullanan sahtekarlar yani çakmalar halkı aldatıyor.

Konu ile ilgili gözlemlerim şöyle;

Evet, Facebook yalnız yaşamayı beceremeyenler için kurtarıcı olduğu kadar, çok da faydalı paylaşım ortamı. Arkadaşlar birbirlerinin ne yaptığını öğreniyor, geçmişini tanıyor, önemli günlerini hatırlıyor. Hele hele topluma yön veren sanatçılar için...

Hayranları her yaptıklarını dakika dakika öğreniyorlar. İyi güzel de neden dürüst değiliz? Başkasının yerine geçerek ne kazanıyoruz? Biz bu işin de suyunu çıkardık.

Facebook listelerinde o kadar çok sahtekar var ki. Kendini ünlü şarkıcının yerine koyup, genç kızlar ile mektuplaşıyorlar. Gençlerin onları anlaması çok zor. Kimliğine büründüğü kişiyi çok yakından tanıdıkları için ikna edebiliyorlar. İşte size çakma ünlülerin listesi.

Bunların çoğunu bizzat kendi çabamla çözdüm. Ne kadar uğraştılar ise de yakayı ele verdiler. Son zamanlarda liseli genç kızların en sevdiği şarkıcı olan Murat Boz'un pek çok korsan sitesi var. Onların hepsi 'çakma Murat'... Sakın aldanmayın.

En çok arkadaş olunmak istenen bir başka şarkıcı Tarkan'ı da unutun. Tarkan'ı sevenlerin kurduğu fan kulüpleri var. Siz Tarkan diye bu hayranlar ile konuşuyorsunuz. Onlar da sizinle bir güzel dalga geçiyor. Ebru Gündeş'in kaç tane Facebook listesi var. Acaba Ebru, bilgisayar başına hiç geçiyor mu?

Sibel Can her yerde 'Aman sakın aldanmayın. Ben Facebook'ta yokum' diyor. Ama binlerce üyeden oluşan Fan Kulüpleri adına her şeyi yapıyor. Aynen Beyazıt Öztürk gibi. Geçen gün Çelik'in ismini kullanan uyanıkları yakaladım. Çelik de Facebook'ta yok. İbrahim Tatlıses ile Özcan Deniz'in adını kullanan sahtekarlar da var. 'Sen kimsin? diye sıkıştırınca 'Ben onların hayranıyım' diyor. Ama saf kızlara öyle demiyor. Gülben Ergen, Yeşim Salkım, Hülya Avşar gibi bazı şöhretler bu işi Fan Kulüpleri'ne havale etmiş. Hayranlar ile kontağı Fan Kulüp'teki görevliler kuruyor.

Onlar da sahtekarları çok çabuk yakalayıp, kendi yöntemlerinle cezalandırıyor. Birileri Deniz Seki'nin adını kullanıyor. Hadise daha Türkiye'ye gelmeden Facebook'ta sahteleri dolaşmaya başlamıştı. Başta Kurtlar Vadisi dizisi oyuncuları olmak üzere bütün dizi kahramanlarının (Polat Alemdar) sahteleri dolaşıyor Facebook ortamında.

Burcu Kara'dan tutun Özgü Namal, Bergüzar Korel, Gülse Birsel gibi sevilen tüm oyuncuların sahteleri var. Peki sanatçıların gerçek listesi mi yoksa çakması mı nasıl anlayacağız derseniz... İşte bunu anlamak zor. Bazı ünlüler kim başvurursa listesine alıyor. Kimisi ise sadece arkadaşlarını. Siz her koşulda uyanık olun. Sır vermeyin, davetlere gitmeyin, fotoğraf göndermeyin yeter. Tabii ev adresi de bildirmeyin.
B2L

Iskender, Polat'i Tokatlarsa !


Kurtlar Vadisi Pusu 9 Ekim'de yayınlanacak bölümü ile ekrana geri dönüyor. Dizi takipçilerinin merakla beklediği dizinin fragmanında geçtiğimiz sezonki son bölümde yaşanan patlama sonrası görüntüler yayınlanıyor. Patlamada ağır yaralanan dizi karakterlerinden Güllü Erhan, Nevzat ve Pürmüz görülürken Ömer Baba ve Nazife Anne'nin küçük Ali ile korkuyla kaçtıkları sahneler yer alıyor. Heyecanlı sahnelerin yer aldığı fragmanda Memati'nin tüm bu olaylar arasında birşeyler yapmaya çalıştığı görülüyor. Patlama sahnesinde olay yerinde olduğu gösterilen İskender Büyük'ün dizinin yeni yayınlanacak bölümünde Polat Alemdar'ı ele geçirdiği öğreniliyor. Polat'ı ayağına getirten İskender, onu hafifçe tokatlarken Polat Alemdar'dan beklemedik bir darbe alıyor.


Yaz tatiline giren Kurtlar Vadisi Pusu dizisi 9 Ekim'de yeni bölümüyle ekrana geliyor. Dizinin son bölümünde karşılaşan Polat ve İskender bir konuşma yapmış bunun ötesinde büyük bir patlama sahnesi ile diziye ara verilmişti.


İŞTE POLAT İLE İSKENDER'İN O KONUŞMASI


İskender: Gel Polatım gel... Eee Polat Alemdar filden büyük fil avcısı var



Polat: Fil avcısından da büyük Allah var



İskender: Bizi yetiştirenler böyle yetiştirdi önce avcılığı öğretttiler sonra avı öğrettiler



Polat: Başka ne öğrettiler devleti nasıl satacağınız mı?



İskender: Sizler satılığa çıkarınca biz de aldık. Devlet sahipsiz mi kalsın?



Polat: Siz kendinizi satılığa çıkarmışsınız herkesi birşey satar zannedersiniz. Sizin döneminiz bitti.



İskender: Devlete düşman gerek...



Polat: Siz varken bu ülkenin düşmana ihtiyacı yok



İskender: Korku yaratmazsan devleti yönetemezsin.
B2L

Kurtlar Vadisinden Ilk Goruntuler



Büyük İskender'in hapishaneden kaçmasından sonra Polat Alemdar'ın adamlarını öldürüp evini yakmasıyla sona eren Kurtlar Vadisi Pusu 42. bölümüyle ekranlara geri dönüyor.
B2L

Ihtiyara Kafa Atmak



Ülkemizde Dönen 1 Milyar Dolar Ve Akabinde Olusan 65 Diziyi Düsünüyorum .. Bircogu Daha Cok Yeni Ya da Ergen.. Çok Azı İhtiyarlamıs.. İhtiyarlarımız O Kadar Az ki Sadece 2 Tane .. Büyükbaba Kurtlar Vadisi , Büyükanne Avrupa Yakası ..

Bu İki İhtiyar İyice Yaslandı.. Avrupa Yakası nın İhtiyarladıgı Zaten Coktan Bellı Oluyordu Kendı Oyuncularını Adeta Tekme-Tokat İtelemesi İle ..

Bunu Ben Bu Sıralar Bu Son Fragmandan Sonra Kurtlar Vadisindede Gördüm .. Belli ki İskender Bu Sezon İstenmıyor .. En Azından Ben Boyle Gordum ..Avrupa Yakası Gence Tokat Atıyordu .. Agır Abi Kurtlar Vadisi Kendini Fazla Kaptırdı " İhtiyara Kafa Attı".

İhtiyara Kafa Atmak Kolay .. Ama Bunu Seyirciye Guvenerek Yapmak Hata .. Bir Gündem Dizisi Hiç Birseyi Karanlıkta Bırakmayacaksa Seyircisine Degil Senaryosuna Aşık Olacak .Seyircisi Kendisine Aşık Oluyor Diye Dizi de Seyirciye Göz Kırparsa Gercekler Hayal Olur Konu İse Aşk ..Bundan Kasıt .. Bu Noktadan Itıbaren Kurtlar Vadisi Karanlıkta Bırsey Bırakmayacaksa Kimseyi Dinlememeli Seyiricisini Dahi .. Yoksa Gecmıstekı "Eliflerle , Seyfolarla Vb."leri İle Gercek Sahneleri Degil Ancak Hayal Sahnelerini İzleyebiliriz .. Bu da Dogru Degil...


Kısacası Kurtlar Vadisi "İhtiyara Kafa Atmak" Sana Göre Değil ..
B2L

Arşiv

Kurtlar Vadisi Gladio